Follow Me on Pinterest

21 Şubat 2012 Salı

Biri bana KAHVE mi dedi :O)


Kahve üzerine bayağı bayağı yazılı çizili döküman var meraklısına, güzel sözlük bilgileri ise işte tam bu kelimenin sonunda http://tr.wikipedia.org/wiki/Kahve


Lakin kahve & cafe benim için bambaşka birşey; hayatın içinde bir minnoş hayatçık gibi. Kokusu, aroması mest olduğum şey, cafe ise şöyle güzel miniş rahat koltuklu, güzel müzikli, hoş manzaralı, sıcacık, sabahtan akşama sıkılmayacağım yer. Yazıp, karalayacağım, okuyacağım, gözlemleyeceğim bir sıkığınak, bir hoş musmutlu durak.
Beğendim cafeleri kokuları ile hatırlarım ben, eskiden İstiklal'de İstavrit vardı içinde ki güzel anılarımla yanıp yok olduğunda ağlamıştım, Emirgan'da ki Çınaratı' nı şuanda ki hali ile görmeye tahammül bile edemiyorum tüm çocukluk anılarıma ihanet gibi geliyor. Meşhur bir kahve zincirinin Bebek şubesi ahh ahhh! öyle şanslı bir yer varmıdır? Denizin dibi. Bir geminin geçişi ile sırılsıklam olmuştum nasıl unuturum. Stajerlik zamanlarımda sabah kahvaltılarımızı ettiğimiz Yeniköy Emek kahve hele de deniz kenarı yer tutmuşsan herşey şahane. Say say bitiremem sanırım hele geçen sene gidebildiğim Viyana'nın cafelerinden hiç bahsetmeyeyim bile ne çok hayal kurdum o minicik enfes melanjları yudumlarken dönüşte sürekli bir arkadaşla kıpırdanıp durduk " Ahh ahhh oralarda expat olmak vardı" diye :O) Şimdi bunun hayallerini kurduğumuz arkadaşım Almanya yolcusu ( dip not ) Eh artık hayali tamamlama işi bana kaldı lakin nasıl olur nasıl olacak konusunda pek bilgi sahibi değilim olmadı şartlar şahaneleşirse yılda bir hafta gidilecek yerler arasına girmiş bulunmakta. Kahve & Cafe'ler arası hayallere dalmışım ki iyide bir örnekleme oldu aslında işte bir kahvede milyon tane hikaye & hayal yaratan tipim ben.


Her yudumda sanki içime yeni yeni tohumları ile hikayeler ekleniyor. Hele kahvenin yanında şöyle ballı lokumlu bir hoş sohpet arkadaş varsa dört köşe kediler gibi mırılmırıl şımarık olurum, kıpırdanan içim oturup içimde bağdaş kurup şöyle sağa sola kaykılarak iyice bir yerleşir yerine. İşte böyle nerden  nasıl geldi aklıma bu konu bilmiyorum ama bu akşam da bir arkadaşımlaydım belkide tüm bu hisleri o anımsattı bana ama geldi, döktüm paylaştım gitti.


Bu arada en sevdiğim yönetmenlerden sevgili Jarmush'un kolesksiyonundan Coffee & Cigarettes' e de ayrı bir düşkünlüğüm vardır yakınlarda yeniden izleyeceğim raftan masaya indirildi.


















Yukarıda ki fotoğraf ile malum sabah okuyacaklara "Günaydııııın! :O)" diyerek  sevene kahve kokulu,  güzel muhabbetli bir gün diliyorum sevmeyene de yukarıda ki fotoğrafları hediye ediyorum fotoğraf her zaman ekmek gibi sıcacıktır .


Bu yazının anlam ve önemine uygun birde parça ekliyorum.


Mahler: Rückert Lieder - Ich Bin Der Welt Abhanden Gekommen (i have lost track of the world)




Geriye kaldı Sincosh selamlar....
Selam olsun efendim :O) böyle Sincosh Sincosh ama

19 Şubat 2012 Pazar

Miniscule- Tontoşlar serisi


Hangi kanalda olduğunu hiç mi hiç hatırlamıyorum ama bir bölümünü ağzım açık seğretmiştim sonra aklımdan çıkmış. Geçenlerde bir arkadaşım bir yerde paylaşmış bende abartıp nerdeyse tüm Youtube'da ki serileri izledim. Enfes birşey bu,  hayatımda ki tüm minişcanlara eğer torrent olarak  bulabilirsem hediye edeceğim eminim onlarda benim kadar heyecanla seğredecekler.


Buyrun seğredin ve kendi kararınızı kendiniz verin ltf arka seslere özellikle dikkat edin.










Sincosh selamlarımla,

14 Şubat 2012 Salı


AKLIMIN KISADEVRELERI

Aklimin kancalarından sonra kısadevreleri ile karşınızda olmaktan gururluyum sanırım, evet evet hem gururlu ve de pek bir mutluyum. Kısa devre nasıl mı oluyor? anlatayım hemen; epeskiden yaşanmış bir olayın dejavu mishali yeniden vuku bulması olayına ben kendimde kısaca” kısadevre” diyorum :O) Bunu derken de genellikle iki elimin işaret parmaklarını birbirine sürttürmekten hoşlanıyorum.

Küpküçükken sürekli birşeyleri başka birşeylere benzetir dururdum bunlardan en klişesi sanırım bulutlar. Bunu yapmayanımız var mı hiç sanmıyorum?
Okuldan eve yürüdüğüm yol cennetti doğrusu, boğaz havasının ardından çam kokuları ile hanımeli karşımı bir miski amber yoldan eve dönerdim ve arkadaşlar ayrılıktan sonra ki kısım, çok tehlikeli olmakla birlikte bulutlara bakarak, onları birşeylere benzeterek kafamda hikayeler yazmakla geçerdi. Beni koruyan ulvi bir güç vardi ki asla bir arabanın atında kalmadım bu yaşıma kadar sapasağlam gelebildim. Tabi bu durum kafa yukarda yürürken bir elektrik direğine çarpmadığım anlamına da gelmez.

Gelelim kısa devremize :O) Bugün dünyalarca, evrenlerce ünlü bir tasarımcımızın yeni tasarım lansmanı vardı bizim iş yerinde. Mobilyalar üzerinde konuştuktan sonra diğer ürün gruplarına geldik ki nerdeyse bir helataşı kaldı birşeye benzetmediğim. Tasarımcı arkadaşarın birinden aldığım hatta kaptığım ürünlerin görsellerinin olduğu kağıda bayağı bir karaladım ve sonunda Mosquito ve Elephant armatürlerimiz oldu. Bu arada da hazır dağılmışken birde mobilya içine yapılan rafı, önce köpek için mama tabağına sonra lazımlığa benzettikten sonra tutamadım kendimi ve bastım kahkayı çokta formal bir ortam olmaması sebebi ile yırttım diyebilirim hatta abartıp birde teee karşımdakine “ya bu armatürü tasarlarken acaba fazla mı sinek vardı Moss’un etrafında???” diye kıytırıktan espri bile yaptım.

İşte böyle ama bu halet-i ruhiye mi çok çok seviyorum hep içimde kalsın imşallah, bazen uyusun çokça uyanık olsun. O olmazsa göklere uzanan dallar ile asla yeni hikayerler yazamayabilirim ve bu oldukça korkutucu olabilir.





Sıyrık Sincosh Selamlarımla,

8 Şubat 2012 Çarşamba

Tonton Dedem


TONTON DEDEM
Yaz olurdu eskiden,
Okullar kapanır pamuktan sakkalı dedimin zilleri çalardı.
Hop hop olurdu içim,
Pamuk sakallarından öpüp yeşil gözlerine bakana dek.
Dizlerine oturturdu beni hep, Bremen mızıkacıları ile başlardı masalları
Ve hiç sonu gelmezdi " Bir daha! larımdan".
(Ali Dedem'e )

****
Pamuk sakallı dedemi özledim bu gece
Ve kalkıp ona okudum yazdıklarımı
Şimdi rüyalar ülkesine gidiyorum, yumuşacık ellerini bekletmek istemem hiç
size de bir ninni armağan ediyorum ve huzurlu rüyalar diliyorum.

Ponyo's Lullaby

Sincosh selamlarımla,

7 Şubat 2012 Salı

Ve Tanrı Kadını Yarattı;


Tüm sökükleri diksin diye :O)

Sincosh selamlarımla,